ZONGULDAK-BHA
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürlüğü’nde madencilerle birlikte yerin 600 metre altında iftar yaptı.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 21 Mart 2025 tarihinde Zonguldak’a gelerek TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü’nde maden işçileriyle bir araya geldi. Atalay, ardından madenci kıyafeti ve bareti giyerek yerin 600 metre altına inerek maden işçilerinin sofrasına konuk oldu. Atalay’a, TTK Genel Müdür Yardımcısı Fazlı Uncu, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Yener Arslanbuğa, TTK Armutçuk Müessese Müdürü Tuğrul Toprakçı, GMİS Armutçuk Şube Başkanı Şanver Turan, şube yöneticileri ve kurumda görev yapan maden mühendisleri ve Selüloz-İş Çaycuma Şube Başkanı Bayram Kabuk eşlik etti. Atalay, iftar saati öncesi işçilerle sohbet ederek sorun ve taleplerini dinledi. Ardından ezanın okunmasıyla madencilerle birlikte iftarını açtı. TTK Genel Müdür Yardımcısı Fazlı Uncu, Atalay’a ‘hoş geldiniz’ diyerek sofralarına konuk olduğu için teşekkür etti.
GMİS Genel Başkan Hakan Yeşil, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ı geçen yıl olduğu gibi bu yılda maden ocağında alın teriyle ekmeklerini kazanan maden işçilerinin sofrasında görmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Hepinizi sendikamız adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün burada fahri hemşehrimiz Ergün Atalay, yine bizim soframızda yine bizim bu güzel sohbetimizde bizleri yalnız bırakmadı. Her zaman bizim yanımızda ve sorunlarımızla ilgilendiği için kendisine sizler ve şahsım adına teşekkür ediyorum.” dedi.
‘BURASI BİR AVUÇ İÇİN ÖMÜR VERENLERİN TOPRAĞI’
Atalay da maden işçilerinin kendisi için ayrı bir anlam ifade ettiğini ve her Ramazan ayında yanlarında olmaya çalıştığını söyledi. Maden işçisinin sofrasına konuk olmaktan dolayı memnuniyet duyduğunu belirten Atalay, şunları söyledi:
“Ben 2013’ün Eylül ayında başkan olduğumda ilk madene girdim ve sonra TÜRK-İŞ’e gittim. Sonra gelenek oldu. Her yıl değişik bölgelerde sizlerle birlikte bugün de yerin 600 metre altında sizlerle iftar açtım. Çayırhan’da iftar açtım. Şimdi buradayız. Çayırhan’ın özelleştirildiği rakam emekliye verilen bin lira var ya işte o parayı emekli almıyorum dese orayı alırsın. Yani o kadar para. Doruk madencilik de ise 4 aydır maaş almıyor arkadaşlarımız. Burada yerin altındasınız. 5 bin şehidimiz var. Bir avuç için ömür verenlerin toprağı burası. Sayın Mehmet Şimşek buraya inmedi ki hiç. Buraya bir inse vergiyi de hallederler, işçi alımını da hallederler. Kısa özü şu. Duanızı almaya, halinizi hatırınızı sormaya, ailemin yanına geldim. Burası benim evim, sizin eviniz. Hepimiz müdürleriyle mühendisleriyle aileyiz. Seçtiğiniz insanların kapı gibi yanında olun. Ben de sizin kapı gibi yanınızdayım. Allah’a emanet olun.” dedi.
MADEN OCAĞI ÇIKIŞINDA GAZETECİLERE AÇIKLAMADA BULUNDU
Maden ocağı çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan Atalay, bazı bakan veya bürokratların yeraltındaki koşulları bilmediği için vergi düzenlemesi taleplerinin anlaşılmadığını ifade ederek, “Maliye Bakanı ömründe hiç ocağa falan girmedi. Ocağa girse bu vergiyle ilgili, biz senede 12 ay çalışıyoruz, 2 ay ücretimizi vergiye kesiyorlar. Vergiyle ilgili bir düzenleme yapmadılar. Burada binlerce işçi en azından bu sene 1200’e yakın işçi emekli oldu. Onların yerine işçiye ihtiyaç var. Bu can güvenliğiyle ilgili, işçimizin çalışma bölümüyle ilgili. Bu savunma sanayiinde de var, karayollarında da var, demiryollarında da var, enerjide de madende de var. Ankara’da 150 bin kişiyle miting yaptık, dilimiz döndüğünce anlatmaya gayret ettik ama bugüne kadar bununla ilgili hala bazılarının gözleri görmüyor, kulakları duymuyor. Bizim haklı talebimize hala bir cevap veremediler.” diye konuştu.
‘EMEKLİ OLANLAR TEKNİK ELEMANLAR’
Kamu sözleşmelerinin devam ettiğini, emekli maaşları düşeceği endişesiyle 60 bine yakın çalışanın emekli olduğunu, taşeron işçilerin de kadro beklediğini söyleyen Ergün Atalay, “Esas sıkıntı, kamu sözleşmeleri devam ediyor. Emekli maaşı düşecek diye, aşağı yukarı 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Bunlar öyle teknik eleman ki savunma sanayinde top yapıyor, tüfek yapıyor. Dışarıdan hemen okulu bitiren arkadaşımızı alıp ‘gel bu topu, tüfeği yap’ dediğin zaman yapamazlar. Yahut enerjide, iletişimde, ulaşımda. Şuan bazı yerlerde kar temizlemesi var, bizim arkadaşlarımız o yolun, neresinde ağaç var, neresinde viraj, neresinde uçurum var biliyorlar. Dışarıdan asgari ücretle buraya bir işçi aldığın zaman burayı öğrenene kadar 5 sene geçer. İş kazaları olmaya devam eder. Biz bunları kime anlatıyoruz, ülkeyi yönetenlere anlatıyoruz. Diyorlar ki, bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. İkisini beraber götürmek mecburiyetindesiniz. Biz burada sendikalar ne talep ediyoruz, aldığımız ücret ortada, işveren, fabrikatör, milletvekili olmayacağız. Diyoruz ki 3 kuruş kazanıyoruz, bu kazandığımızla, şuanda yer altında girenler bilir, hiç bilmeyen bir bürokratı yerin altında soksan, altını çizerek söylüyorum bazı bakanlar yerin altını belki hiç görmediler. Şimdi millet keyif için mi, bu bölgede bir avuç kömür için 5 binin üzerinde insan can verdi. Bunlar zevk için mi mühendisi, işçisi yerin altında çalışıyor. Herkes masabaşında çalışmak ister, biz canımızla, biz malımızla bütün iş kollarına bedel ödüyoruz. İşçinin haklı, makul talebine kulak versinler.” ifadelerini kullandı.
‘CEZASI KESİNLEŞMEDEN CEZAEVİNE KONULMASINI DOĞRU BULMUYORUM’
Şiddet dilini kullanmadan tepki konulması ve adaletli olunması gerektiğini ifade eden Ergün Atalay, şöyle konuştu:
“Bizim yaşadığımız bu ülke, öyle zor bir coğrafyada beraber yaşıyoruz ki her gün gündem değişiyor, her gün ama. Gündem değiştiği zaman bu işçinin emeklinin, dar ve sabit gelirlinin problemleri öteleniyor. Gündem 2-3 gündür İstanbul’daki belediyedeki tutuklamalarla ilgili, biz Türk-İş olarak ilkesel olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmak durumunda. Şayet bir haksızlığa uğranıldığı zaman gene hukukla çare bulmak durumundayız. Ben her yerde ifade ediyorum, karar vermeden insanları suçlamanın anlamı yok. Özellikle hiç kafama yatmıyor, kaçma şüphesi yoksa, sabaha karşı insanları evinden almayı doğru bulmuyorum. Ama kaçma şüphesi varsa, devlet hepsini biliyor, onlarla ilgili tedbirini alsın. Özellikle gazetecidir, siyasetçidir o yönüne bakmadan cezası kesinleşmeden cezaevine konulmasını doğru bulmuyorum. Ama kırma dökme, TÜRK-İŞ hiç o işin içinde olmadı. Hepsi hukuk kuralları içinde oldu. Bugün Cuma günü imam ne diyor, ‘Ey cemaat, adaletli olun’ diyor.
GMİS yönetiminden Bakan Tunç’a ziyaret
Merhamet yok, adaletin olmadığı yerde merhamet olmaz. Onun için adalet herkese lazım. Bugün başka, yarın başka yok. Onun için tepkisini kim koyacaksa, kırmadan, dökmeden şiddet dili kullanmadan, tepki koysun. Onun için TÜRK-İŞ bugüne kadar dökmeden kırmadan alanlarda mitinglerde en yoğun şekilde derdini anlatmaya gayret sarf etti. Biz hiçbir partinin arka bahçesi değiliz, biz bu ülkenin arka bahçesiyiz. Biz çalışanın, işçinin, emeklinin, memurun arka bahçesiyiz. Nerede bir haksızlık varsa onun karşısında durmaya devam ederiz.”
Bakan Yerlikaya 97 gözaltı olduğunu açıkladı:”Polislerimiz, vandallığa geçit vermedi” – Birlik Haber Ajansı