ANKARA-BHA
Şili-Arjantin açıklarında peş peşe şiddetli depremler sürüyor! Tsunami uyarısı verildi, kıyılar boşaltıldı
Endonezya’nın kuzeyindeki Gorontalo kenti açıklarında 6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), depremin merkez üssünün Gorontalo’nun yaklaşık 165 kilometre batısında ve yerin yaklaşık 110 kilometre derinliğinde olduğunu bildirdi.
Avrupa Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) ise depremin büyüklüğünü 5.9, derinliğini ise 109 kilometre olarak tahmin etti.
Deprem sonrası bölgede can ya da mal kaybına ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, herhangi bir tsunami uyarısı da verilmedi.
Endonezya, Pasifik “Ateş Çemberi” olarak bilinen sismik açıdan aktif bir bölgede yer aldığından sık sık depremlerle karşı karşıya kalıyor.
ANKARA-BHA
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, memleketi Trabzon’da konuştu. Ağıralioğlu, Trabzon Meydanında düzenlenen partisinin Halk Buluşmasına katıldı. Ağıralioğlu’na Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcıları, Trabzon İl Başkanı Hüseyin Cahit Köse ve diğer teşkilat mensupları eşlik etti. Vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılanan Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
FAKİRLİĞİ BİTİRMEK İÇİN YOLA ÇIKTINIZ, FAKİRLİĞİ YÖNETİYORSUNUZ
“Memleketin geleceği zorda. Milliyetçilerimiz memleketi ayağa kaldırmak zorundaydılar. Hazineyi doldurmak zorundalardı. Pasaport’u güçlü bir ülke bulundurmak zorundaydılar. Bunların hiçbiri olmadı. Milliyetçiliğimiz zorda. Memlekette bu kadar sorun var. Bu kadar derdimiz varken muhalefet bu kadar sorunla iktidar durumda olamaz. Niçin yapmadınız? Neyiniz eksikti? Milletiniz size ne istediniz de vermedi? Siz neyiniz eksik olduğu için milleti zorda bıraktınız? Sınırlarımızın niçin beklemediniz. Paramızın niçin beklemediniz. Ekonomimiz niçin düzeltmediniz. Geldiğinizde iki buçuk milyon fakire bakıyordunuz. Şimdi yedi buçuk milyon fakire bakıyoruz diye konuşuyorsunuz. Fakirliği bitirmek için yola çıktınız. Şimdi fakirliği yönetiyorsunuz.
DOSTLARINI DÜZGÜN SEÇER MİSİN SAYIN CUMHURBAŞKANIM?
Sevip de sövdüğünüz sövüp de sevmediğiniz düşman olup dost olmadığınız dost olup düşman olmadığı kimse kalmadı. Bir milletinizle dost olamadınız. Bugün konuşuyorsunuz. Dün bir yerdeki konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı Trump’a dostum dedi. Daha önce kime dostum dediğini söylemeyeceğim. Ama şunu hatırlatmak zorundayım. Senin bu dostum dediğin adam, Gazze’deki zulme rağmen, oradaki soykırıma rağmen, orada yaşanan zulmü himaye olmasına rağmen, Gazzeliler oradan çıksın ben oraya otel yapacağım diyen adamdır. Dostlarını düzgün seçer misin Sayın Cumhurbaşkanım? Trump dostun. Daha önce Esed’e de dostum diyordun. Putin’in de dostun. Dostlarından bu milletin çektiklerini unutmayasın diye söylüyorum; Putin’e dostum diyorsun 36 evladımızı vurdu. Biden’a dostum diyordun memlekette başımıza ne kadar bela gelse o planlıyordu. Darbeyi de arkasında onlar vardı diyordun. Memlekette terör devletini başımıza bunları bela edecek diyordun. Suriye’deki terör devletini, terör koridorunu bunları planlıyor diyordun. Bunlara dostum demekten vazgeçip, milletinle dost olmayı dener misin? Seni milletine dost olarak görmek, seni milletinin dertleriyle uğraşırken görmek, seni milletinin dertlerini çözerken görmekti milletinin beklentisi. Millet senden sorunlarını çözesin diye bunca zamandır sabırla, ümitle derman bekledi, derman. Senden CHP’yi yenmeni beklemedi. CHP’yi yenmen için getirmedi seni. Memleketin sorunlarını yenmen için getirdi.
23 YILDIR CHP’Yİ YENMİŞSİNİZ MEMLEKETİN SORUNLARINI YENEMEMİŞSİNİZ
Her seçimde iktidarın hissesine Cumhuriyet Halk Partisi’ni yeniyoruz ya tesellisi düştü. Bir seçim CHP’yi yenmişsiniz. Memleketin fakirliğini yenememişsiniz. Sonra bir seçim CHP’yi bir daha yenmişsiniz. Enflasyonu yenememişsiniz. Sonra CHP’yi bir daha yenmişsiniz. Çocuklarımızın işsizliğini yenememişsiniz. Sonra CHP’yi bir daha yenmişsiniz. Emeklinin dar gelirlinin geçim sorunlarını yenememişsiniz. 23 yıldır CHP’yi devamlı yenmişsiniz, memleketin sorunlarını yenememişsiniz. Sizin vazifeniz CHP’yi yenmek değildi. Siz memleketin sorunlarını yenmek için tercih edildiniz. Yenemediğiniz sorunların halledemediğiniz sorunların çözemediğiniz sorunların bize yüklediği mesuliyetle meydanlardayız biz. Biz bu Anahtar Parti’yi siz memleketin dertlerine derman olamadınız diye kurduk. Biz bu Anahtar Parti’yi siz söz verdiniz, tutamadınız diye kurduk. Sınırlarımızı bekleyemediğiniz için kurduk. Sınırlarımız kevgire döndü o yüzden kurduk. İsminiz Adalet ve Kalkınma Partisi. Adaleti ve kalkınmayı başaramadınız diye kurduk.
ÜLKEMDE ÇOK PARTİ VAR, BİZİM PARTİ ANAHTAR
İsmail Türüt parça yapmış güzel bir parça olmuş. Kalbine, gönlüne sağlık. Ülkemde çok parti var. Bizim parti anahtar diye bir nakarat yapmış. El hak ülkemizde çok parti var. Bizim parti anahtar sözünün hakikatini ifade etmeliyim size. Biz adalet ve kalkınma partisiyiz. Biz memleketi adaletle kalkındıracak olanlarız. Biz cumhuriyeti halkla buluşturacak olanlarız. Biz milliyetçi hareket hassasiyetiyle koşuşturacak olanlarız. Biz memleketin dertleri deva bulsun diye mücadeleye başlayanlarız. Biz saadetle yeniden refahı milletin olmazsa olmazı saydığımız için alın teri döküp mücadele edenleriz. Biz iyilikle yola çıkıp zafer bu memleketin burçlarında dalgalansın diye anahtar partilileriz. O yüzden ülkemde çok parti var. Bizim parti anahtar. Bizim parti anahtar şu. Biz bir parti telaşının bir oy hevesinin biz ne olacak gailesinin değil Türk milletinin geleceğinin partisiyiz. Sizin söz verip de yapamadıklarınız için söz verip başaramadıklarınız için mücadeleye başlayanlarız. Siz adaletle ülkeyi kalkındırsaydınız. Siz hazineyi doldursaydınız. Siz zekât verilecek insanın kalmadığı zengin bir ülkeyi kursaydınız. Paramızı değerli, pasaportumuzu itibarlı yapsaydınız. Biz Anahtar Partiyi kurmayacaktık. Başaramadığınız için kurduk.
SEBEBİ SİYASETÇİLERDİR!
Adalet ve Kalkınma Partisi sadece bir parti değildir. Her partiden ümidin kesildiği bir zamanda Her partinin yapmayı deneyip de başaramadıklarını başarsın diye 23 yıldır milletin arkasında hamiyetle durup hissesine hüzün düşürmüş partinin hikayesidir. Şimdi 23 yıllık iktidarında ben huzurunuza çıkıyorum diyorum ki aziz milletim başınıza gelen her türlü sorunun sebebi siyasettir. Ben diyorum ki fakirlik var başınızda. Yüksek enflasyon var. Sebebi siyasetçilerdir. Bu memlekette Rakamlara, bakanlara değişiklik yaparak siyasetin önünü arkasını düzeltmeye çalışıyorsunuz. Soğan depolarını basıyorsunuz üretim yapmak yerine. Depocuları terörist ilan ediyorsunuz. Marketlere zabıta gönderiyorsunuz. Enflasyonu kontrol etmek için sebebi siyasetçilerdir.
İKTİDARA YENİ GELMEYE HAZIRLANAN MUHALEFET PARTİSİ LİDERİ GİBİ
Ben diyorum ki enflasyonsuz bir ülke mümkün. Tayyip Bey diyor ki bence de mümkün. Ben diyorum ki işsizlik bu memleketin kaderi değil. Bu çocuklarımız işsizlik yüzünden memleketi terk eder oldular. Bu memleketin işsizlik kaderi değil diyorum. Tayyip Bey diyor ki ben de senin gibi düşünüyorum. Ben diyorum ki memlekette yolsuzluk var. Bunların hepsi düzeltilir diyorum. Tayyip Bey diyor ki doğru söylüyor. Tayyip Bey’in konuşmalarına bizim yeni nesil çocuklarımız şöyle mukabele ediyorlar. Tayyip Bey iktidara yeni gelmeye hazırlanan bir muhalefet partisi lideri gibi konuşuyor ya diyorlar ki tam cumhurbaşkanı olacak adam. Ben diyorum ki, ben diyorum ki Sayın Cumhurbaşkanım, 2002’de hiçbir parti liderine güvenmediği kadar sana güvenen, sana destek olurken sorunları çözersin, bu memleketin dertlerinden kurtulmasına vesile olursun diye itimat eden milletin 23 yıldır senden bolluk bekliyor, bereket bekliyor, aş bekliyor, iş bekliyor, faizsiz bir ülke bekliyor. Bunların olmadığı bu memlekette sizin güzel sözlerle yürüyebileceğiniz yol bitti diye Anahtar Parti geliyor artık.
ADALETİ İHMAL EDEN BİR MEMLEKET AYAĞA KALKAMAZ
Siz adalet memleketi korusun diye değil adalete kendinizi koruttunuz diye memleket bu durumdadır. Bilin. Yargı Tayyip Bey’in dilindeki kadardır. Bir ülke ancak adaletle kalkınır diye ismini böyle koyduğu için adalet bir memleketin olmazsa olmazıdır. Bir ülke ancak adaletle kalkınacağı için bu ismi aldılar. Tayyip Bey şiir okudu, zindana girdi, itildi, kakıldı. İnancından dolayı örselendi. Partileri kapatıldı. Emine Hanım 2007 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne sokulmadı, örselendi. Bunun üzerine geldin sen iktidara. İktidara gelmişliğinin sana verdiği mesuliyet şuydu, unuttun sen. Sen zindan gördün, yönettiğin ülkede zindanlar boş olacaktı, kütüphaneler dolu olacaktı. Sen itildin, kakıldın. Senin yönettiğin ülkede kimse itilip kakılmayacaktı. Seni o yüzden iktidara davet etti bu millet. Sen fakirlik çektin. Senin yönettiğin ülkede kimse fakirlikten mustarip olmayacaktı. Bu yüzden iktidara davet edildin. Faize bu kadar para veren bir memleket ayağa kalkamaz. Adaleti ihmal eden bir memleket ayağa kalkamaz. Tasarruftan vazgeçmiş bir memleket ayağa kalkamaz. Eğitimi umursamamış bir memleket ayağa kalkamaz. Adaleti herkese eşit uygulayamayan bir memleket ayağa kalkamaz.
ÖLMEK İÇİN BİLE ADAM LAZIM
Başımızda milletin adamı var. Kürsülere çağrılırken milletin adamı diye kürsülere çağrılmak çok büyük bir kıymettir. Sayın Cumhurbaşkanı kürsülere şöyle çağrılıyor. Milletin adamı. El hak seni milletin adamı olasın diye 23 yıldır destekliyor bu ülke. Soracağımız soru şudur; Siz milletin adamıysanız Sayın Cumhurbaşkanı biz her işimizi yapmak için niçin adam arıyoruz? Sizi milletin adamı olarak başımıza getirdik. Siz milletin adamı olsaydınız biz şimdi kredi çekeceğiz, adam arıyoruz. Çocuklarımız işe girecek, adam arıyoruz. Tayinimiz var, adam arıyoruz. Birtakım dertlerimiz var, çözün diye adam arıyoruz. Borç ödeyeceğiz, adam arıyoruz, borç alacağız, adam arıyoruz. Hastaneye gideceğiz, adam arıyoruz, hapishaneye düşüyoruz, adam arıyoruz. Ölüyoruz, adam arıyoruz. Ölmek için bile adam lazım. 23 yıldır iktidarda kaldınız. Bize şimdi şöyle seslenmeliydiniz. Aziz milletim 23 yıldır beni desteklediniz. Böyle demeliydiniz şimdi. Ben size öyle bir memleket kurdum ki ağzına kadar hazinesi dolu demeliydiniz.
DİŞİMİZE GÖRE İKTİDAR BULDUK
23 yıllık başarısızlığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin haline parmak gösterip bunlara memleket teslim edilmez diye siyaset yapabildiniz. Size artık CHP bizden daha kötü diyerek onlar gelirse endişesini büyüterek siyaset yapma imkanını bırakmayacağız. Artık Anahtar Parti var. Diyorsunuz ki oy verecek parti mi var? Oy verecek adam mı var? Siyaset pratiğinizi hep buraya getiriyorsunuz. Bu kadar soruna rağmen iktidar olamayan muhalefete dua da ediyorsunuz. Tayyip Bey’in muhalefete nezaket gösterdiği tek yer burasıdır. Cumhurbaşkanı bütün nezaketiyle muhalefeti biraz da böyle istihzayla tebessümle şöyle yad ediyor. Allah razı olsun bunlar olmasa diyor biz hayatta iktidarda kalamayız. Allah herkese bunlar gibi muhalefet nasip etsin diyorlar. Yalan dünyada da sonra diyor ki yalan dünyada da şöyle dişimize göre de bir muhalefet bulamadık. Biz dişimize göre bir iktidar bulduk Sayın Cumhurbaşkanım. Dişlerinizi kontrol edin. Bu ülke büyük bir memlekettir. Bu memleketi zengin etmenize gerek yok. Küçük beyin yeter. Bu memleket herkese yeter 850 milyona bakar 85 bin kişiye yetemez hale getirdiniz. Siz kendi partinizi bile kendi partinizin imkanlarını bile memleket yönetme kabiliyetiyle birleştiremediniz. Memleketin yüzde ellisiyle uzun yıllar siyasi kadroları dizayn edebildiniz. Bu yüzde ellinin bile en iyilerini seçemediniz. Bu yüzde ellinin bile en liyakatlilerini istihdam edemediniz. O yüzden bunlar başımıza geldi.
2028 SEÇİMLERİ İÇİN FIRSAT KOLLUYORSUNUZ
Bu ülke bundan daha zengin olabilir miydi? Bu ülke bundan daha güçlü olabilir miydi? Bu ülke bundan daha adil olabilir miydi? Bu memlekette insanlar daha huzurlu, daha mutlu, daha zengin, daha müreffeh olabilir miydi? İktidara soruyorum. Eğer olabilirdi ise niçin yapmadığınızın hesabını vereceksiniz? Neyiniz eksikti sizin? Bu millet size ne vermedi? 2028 seçimleri için niçin fırsat kolluyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı önce İbrahim Tatlıses’e söyletti. Sonra Mehmet Uçum Bey’e söylettirdi. Baktı olacak gibi değil, Allah selamet versin bu makamlar kalıcı değil ölünce bırakacağız dedi. Biz cumhurbaşkanımızın ölünce bırakmayacağından korkuyorduk bizi rahatlattı yani. Allah sağlık, sıhhat versin hem Devlet beye versin hem sayın cumhurbaşkanımıza versin. Er meydanıdır bu kimle güreş tutuyorsak sağlıklı olsunlar biz öyle yaşlıyla hastayla güreş tutamayız, bayrak yarışındayız. Zaman zaman şöyle diyorlardı; Bu muhalefete memleketi bırakıp da nasıl gideceğiz? Yani bu memleketin hali ne olacak? Sizi de bu dertten kurtaracağız. Memlekette çok parti var. Bizim parti anahtar nakaratına sebep olan şey şu. Biz siyaseti düşmanlık görmüyoruz. Sizi hasım bellemiyoruz. Siz bizim hasmımız değilsiniz. Biz memleketin sorunlarının hasmıyız. Adaletle ülkeyi ayağa kaldıracağız.
DEVLET MİLLET DÜŞMANLARINA GÜLMEDİM
Trabzon 1203 şehidi olan bir şehirdir. 14 yaşında Eren’i de 45-50 yaşlarında şehadet şerbeti içenleri de vardır. Yaşı vatan deyince eşitlenen bir diyardır Trabzon. Vatan deyince yaşını eşitler. Memleket deyince cinsiyetini eşitler. Kadını da kahramandır. Erkekleri de kahramandır. Çocukları da kahramandır. Esnafı da iş adamı da kahramandır. Vatan deyince Trabzon’un hissesine şeref düşer, şan düşer. Bedel ödemek düşerse kan düşer. Ben bu Trabzon’a alnıma devletin milletin düşmanlarına tebessüm etmiş bir evlat olarak gelseydim bu meydanda bu Trabzon evladını böyle karşılamayacaktı. Gülmedim devlet millet düşmanlarıma. Devletin milletin düşmanlarından medet ummadım.
26 SENE KAYDETTİĞİMİZ EVLATLARIN HESABINI KİME SORACAĞIZ?
Diyorlar ki siz terörsüz Türkiye istemiyor musunuz? Biz terörsüz Türkiye olsun diye 1203 evladını şehit vermiş bir şehiriz. Elbette istiyoruz. Ama biz teröristlerle müzakere etmeyin istiyoruz. Teröristlere gülmeyin istiyoruz. Şöyle baskılıyorlar bizi bunlar terörsüz Türkiye istemiyorlar diye sitem ediyorlar. Madem bu yaptığınız işi çok seviyorsunuz yaptıklarınızı doğru buluyorsanız, Trabzon Meydanı’na gelip 2023 seçimlerinde şöyle diyecektiniz. Aziz Trabzonlular! Eren Bülbül’ün kahramanlık yaptığı bu şehrin yiğit evlatları, böyle konuşacaktınız. Bizi seçerseniz biz bu Öcalan’a heyet göndereceğiz diyecektiniz. O zaman gösterecekti size Trabzon. Diyecektiniz ki 2023 seçimlerinde bizi seçerseniz biz bu İmralı dediğimiz yere heyet göndereceğiz. Meclisteki kandilin uzantısı dediklerimize böyle bakmayın. Biz onları Öcalan’a temsilci edeceğiz. Öcalan’a umut hakkından bahsedeceğiz diyecektiniz. Vekaleti öyle alacaktınız. Öyle vekaleti devletin milletin düşmanlarına gülmedik diye alıp gelip Trabzon meydanında fakirliğe sebep olduk biraz. Biraz da enflasyon var ama aziz milletim devletin milletin makamlarını da devlet millet düşmanlarıyla kirletmedik demeyecektiniz. Öcalan’ı serbest bırakacak bu Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçmeyin diye lütuflar atarak gezebildiniz şehirlerde. Meydan meydan gezdiniz, dediniz ki bu CHP’lileri seçerseniz bu CHP’liler Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakacak. Öcalan’ı da serbest bırakacak diye milletinizden oy istediniz. Şimdi sanki vekaletinizi böyle almamışsınız gibi evlatlarımızın katillerinden medet uman evlatlarımızın katilleriyle masaya oturan onlara umut hakları sunan bir siyasi paradigmaya milletinizden dua, alkış bekliyorsunuz. Haddinizi bilin. 26 sene kaydettiğimiz evlatların hesabını kime soracağız? Madem bu yaptığınız doğru, 26 yıldır şehitlerimizin hesabını kime vereceksiniz siz? Berat Mecit Day bir drone saldırısında PKK’lı köpeklerin saldırısıyla şehit oldu. Ne oldu size? Siz niçin evlatlarınızın katiline katil, niçin çocuklarınıza suikast eden köpeklere köpek diyemiyorsunuz? Siz hangi gerekçeyle bugün siyaseti, bugün memleketi, bugün Kürtleri, bugün devleti, bugün siyaseti Öcalan’a teslim ediyorsunuz?
GAZZE VE KIBRIS’TAKİ GELİŞMELER
Netenyahu denilen adam her gün sadece İsrail’de Gazze’deki mazlumları vurmuyor. Aslında Netenyahu denilen adam insanlıktan nasibi kesilmiş bu müsvedde her gün Gazze’deki mazlumları değil onlarla beraber Türk milletinin haysiyetini, şerefini, namusumuzu, bir gün vakarımızı, bir gün haysiyetimizi vuruyor. Her gün bizi vuruyor. Siz miting düzenliyorsunuz. Gazze’ye otel yapacağım diyen adama dostum diyorsunuz. Trump’a dostum diyorsunuz. Muhalefete kızar gibi kızın Trump’a. Aksakallılar Teşkilatımız var. Kıbrıs gözümüzün önünde bu durumda. Akdeniz’de bir oldu bitti durum var. Suriye’de bir PKK devleti var. Ege’de bir kıpırdanma var. Yunanistan’da bir askeri yığılma var. Başımızda büyük belalar var. Bu belalar varken siz diploma konuşuyorsunuz. Bu belalar varken siz siyasetin üzerinden bilek güreşi yapıyorsunuz. Teröre mesafesi olmayan hiç kimseye eyvallahımız yoktur. Trabzon terör sevmez. Terörü seveni sevmez. Teröre kırmızı çizgilerini, gevşeteni sevmez. İlkesiz, ölçüsüz siyaseti sevmez. Cumhurbaşkanlığı hesabı hevesi olanlar da dahil bu Trabzon meydanına teröre gülmüş adamlar olarak gelemezsiniz. Terörden medet umanlar olarak gelemezsiniz. HDP’yle kol kola gelemezsiniz. Adaletin üstüne yargı gölgesini yargının üstüne yargının üstüne siyaset gölgesini düşüremezsiniz.
PEYGAMBER KIZI FATIMA ÖLÇÜSÜ
Bir şeyler yapıyorsunuz. Yaptıklarınıza bakınca toplumsal beraberliğimiz güçlenmiyor. Devletin kurumları güçlenmiyor. Adalet güçlenmiyor. Uluslararası itibar güçlenmiyor. Ne yapıyorsanız bu yaptığınızdan AK Parti bile güçlenmiyor. Bir şey adaletliyse mutlaka adaletin sonucu devletin güçlenmesi, ekonominin güçlenmesi efendim itibarın güçlenmesi, devletin kurumlarının güçlenmesidir. Dolayısıyla yapıp ettiklerinize dikkat edeceksiniz. Biz adalet dostlara gösterilen değil siyasi rakiplerinize bile gösterebilmeyi başarabildiğinizdir. Peygamber kızı Fatıma ölçüsü o yüzdendir. Kendi arkadaşlarınıza gösterdiğiniz şeyin adı himayedir. Rakiplerinize gösterdiğiniz şeyin adı adalettir. Bizi imtiyazlı yapan şey, herkese adaleti, memleketin sığınacağı liman yapan şey, herkese objektif uygulanabilendir.
Bartın ve Zonguldak, Ankara’daki Bölge Adliyesine Bağlandı
İBB’DEKİ YOLSUZLUK TARTIŞMALARI
Kendi belediye başkanlarınıza da yolsuzluk gerekçesiyle el çektirdiğiniz, kendi belediye başkanlarınıza da adalet mekanizmasının yolunu gösterseydiniz bugün hiç kimsesi de itiraz etmiyordu. 7 Büyükşehir Belediye Başkanı’nıza el çektirdiniz. Dediler ki bunlar bir takım münasebetsiz işler yaptılar. Bu FETÖ’cüleri kastederek bunlara imkanlar sundular. Bunlara sunulmuş imkanlarla bunların kuvveti oldular. Yedi büyükşehir belediye başkanına seçimden sonra el çektirip yönetimlerini değiştirip el koydular. Buraya kadar normal, anormal olanı söylüyorum. Eğer kendi belediye başkanlarınıza da adaletin yolunu gösterseydiniz. Kendi belediye başkanlarınızı da adaletin önünde hesap verecek hale getirseydiniz bugün hiç kimse size itiraz etmiyordu. Diyeceklerdi ki size adamlar kendi belediye başkanlarını da yargıladı. Dolayısıyla adaletten ayrılmıyorlar dedirtebilecektiniz. Ama siz şunu tercih ettiniz. Sizden yolsuzluğa bulaştığını iddia ettiklerinizi dinlendirdiniz, istirahat ettirdiniz, hatta ödüllendirdiniz. Ama muhalefetten bu ithamlarınıza konu olanları cezaevine gönderdiniz. Mahkeme kararı kesinleşene kadar masumiyet karinesi diye bir şey vardır. Mahkeme kararı gelene kadar insanlarına itibar suikastı yaparak devlet yönetilmez. Lekelenmeme hakkı diye bir şey vardır. Biz teröre mesafesi olan insanlarız. Müsamaha yok. Rüşvete müsamaha yok. Yolsuzluğa müsamaha yok. Para çalmaya müsamaha yok. Devletin bir kuruşuna müsamaha yok. AK Parti’ye de yok, CHP’ye de yok, anahtar partiye de yok. Kimseye yok. Herkese eşit uygulanacak. Adalet dediğiniz şey, herkese eşit uygulanınca sığınılacak bir limandır. Benim kabahat etmişlerime, benden olanlara himaye, rakiplerin canına okuma hevesi Türkiye’de, toplumsal beraberliği de devleti de iki paralık eder.
SEÇMEN SİZİN TAPULU MALINIZ DEĞİL
Memlekette siyasi avantaj kollamak için değil, derdi olanın derdini duyacaksınız. Biz devlete millete bağlılığı tartışılmaz insanlarız. Vatan millet sevdamızın üstüne bir terör gölgesi düşmedi Allah’a şükür. Benim 35 senelik siyasi mücadelemin gençlik yıllarından bu yaşıma kadar hiçbir evresinde teröre teröriste bir tebessüm düşmedi. Allah’a hamdolsun bu koordinatlardan sesleniyorum. Bu koordinatlardan ifade ediyorum. Sizin yapmak zorunda olduklarınızın başaramadıklarınızı çözmek zorunda olduğunuz halde çözemediklerinizin omuzumuza düşürdüğü sorumluluklarla meydanlardayız. Siz şimdi Neye sahip değilsiniz ki 2028’i kovalıyorsunuz? Şu anda neyiniz eksik sizin? Şimdi gücünüzün neyi eksik ki 2028 seçimlerini kovalıyorsunuz? Şu anda neyi yapamadığınız, hangi gücünüzün eksikliğini bahane yaptığınızda memleketiniz için gelecek seçimin telaşındasınız? Size 600 vekil versek şu anda yapamadığınız neyi yapacaksınız? Sizin probleminiz güç değil. Sizin probleminiz akıl. Sizin probleminiz ahlak. Sizin probleminiz yönetim mahareti. Sizin probleminiz milletinizi duymamak. Sizin probleminiz milletinizi unutmak, milletinizi anlamamak. Sizin probleminiz sizi seçenleri tapumu malınız saymak. Ne yaparsak yapalım bize nasıl olsa oy verecekler zannından dolayı sizin siyasetiniz böyle bozulmakla karşı karşıya kaldı. Seçmen sizin tapulu malınız değil.”
ANKARA-BHA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için taziye mesajı yayımladı. Bahçeli, “Hakikaten çok üzgünüm” ifadelerini kullandığı açıklamasında, Türkiye’nin barış içinde bir geleceğe ulaşması yönündeki ortak inanca dikkat çekti.
Sanatçı kimliği ve siyaset kariyeriyle kamuoyunun yakından tanıdığı Sırrı Süreyya Önder’in vefat haberinin ardından yazılı bir açıklama yapan Bahçeli, “Sırrı Süreyya Önder’i maalesef kaybettik. Hakikaten çok üzgünüm” dedi.
KKTC’de tarihi gün: Cumhuriyet yerleşkesi açıldı
“AYNI ÜLKENİN BARIŞ DOLU YARINLARINA İNANIYORDUK”
Bahçeli, merhum milletvekilinin sade yaşamı ve sağduyulu yaklaşımıyla halkın takdirini kazandığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Sanat ve siyaseti şahsında harmanlayan, vakur ve mütevazı yaşamıyla halk nezdinde saygı ve sevgiye layık bulunan Sayın Sırrı Süreyya Önder’in vefatından dolayı büyük bir üzüntü içerisindeyim. Ayrı dünya görüşlerine sahip olsak bile aynı ülkenin barış ve huzur dolu geleceğine kilitlenmiştik.”
Bahçeli, Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe ulaşmasının Önder’in anısına en büyük manevi armağan olacağını dile getirdi. Açıklamasında, “İnancım odur ki, terörsüz Türkiye’nin tezahürü merhum Önder’e manevi bir armağan, milli birlik ve kardeşliğimize ebedi bir hizmet olacaktır” sözlerine yer verdi.
MHP lideri, mesajının sonunda Sırrı Süreyya Önder için Allah’tan rahmet dileyerek şu ifadeleri kullandı: “Sırrı Bey kardeşime Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, cennetiyle, cemaliyle ve merhametiyle mükâfatlandırmasını diliyorum. Kederli ailesinin, DEM Parti camiasının, sevenlerinin ve seçmenlerinin, elbette hepimizin başı sağ olsun.”
ANKARA-BHA
İkinci dönem hakim ve savcı yardımcılarının atamaları tamamlandı
TİMBİR Genel Başkan Vekili ve Star Gazetesi Yazarı Cüneyd Altıparmak, “Adliyelerin konuşma biçimi nasıl olmalı?” başlıklı son yazısında güncel konular hakkında önemli noktalara parmak bastı.
Hukuk sisteminin son dönemde hiç olmadığı kadar popüler olduğunu belirten Altıparmak, “Herkes hukuk konuşuyor. Herkesin bu konuda bir fikri var. Pek az kişi doğru bilginin peşinde. Hal böyle olunca her kafadan bir ses çıkıyor. Bunu önlemenin yolu daha önce de söylediğim gibi adliyelerin konuşması ve bazı tedbirlere başvurulması. Bugün bu konuya değinmek istiyorum.” ifadeleriyle yazısına başladı. Yazısında; Yargıda Basın Sözcülüğü ve Medya İletişim Büroları El Kitabı’nı referans göstererek medyanın hukuki konulara ilişkin üslubunun nasıl olması gerektiğini açıklayan Altıparmak, sosyal medya hesabından da yazısını paylaştı.
Altıparmak paylaşımında “Dezenformasyon çağındayız. Adli konular popüler hale geldi. Herkesin bir fikri var! Peki gerçekler kamuoyuna nasıl aktarılacak? Bugün yazdım” ifadelerine yer verdi.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
KARS-BHA
Kars’ta sahipsiz hayvanlar için yeni tedbirler masaya yatırıldı
Kars’ın Arpaçay ilçesinde Top ve Balduk aileleri arasında yaşanan husumet aile büyüklerinin bir araya gelmesiyle barışla sonuçlandı. Kars Arpaçay Kaymakamı Muhammed Burak Akköz ve Belediye Başkanı Zeki Elma’nın girişimleri ile Top ve Balduk aileleri arasında yaşanan husumet çözüldü.
Kaymakam Muhammed Burak Akköz, Belediye Başkanı Zeki Elma, İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Müftüsü, siyasi parti temsilcileri ve Melik Köyü muhtarı da buluşmada yer aldı. Top ve Balduk ailelerine konuşma yapan Kaymakam Akköz; iki ailenin barışmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek ailelere teşekkür etti.
Olumlu geçen görüşmeler sonucunda aile fertleri el sıkışarak husumete son verdiler.