ANKARA-BHA
Katolik dünyası, Papa Franciscus’un 21 Nisan’daki vefatının ardından başlayan yeni ruhani lider arayışını tamamladı. Vatikan’da düzenlenen Konklav’ın ikinci gününde Sistine Şapeli’nin bacasından yükselen beyaz duman, 267. papanın seçildiğini tüm dünyaya ilan etti.
Amerika’daki şehirler batıyor: 28 kentte altyapı riski artıyor
Papalık makamının boş olduğu “Sede Vacante” döneminde bir araya gelen 133 kardinal, Katolik geleneklerine uygun şekilde oy kullandı. Adaylardan birinin papa seçilebilmesi için en az üçte iki çoğunluk, yani 89 oyun alınması gerekiyordu. Yapılan oylamanın ardından çıkan beyaz duman, bu şartın sağlandığını gösterdi.
Sistine Şapeli’nden yükselen dumanı gören binlerce kişi, Aziz Petrus Meydanı’nda coşkulu ve duygusal anlar yaşadı. Yeni papanın isminin, geleneksel olarak Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nın balkonundan Latince “Habemus Papam (Bir papamız var)” ifadesiyle duyurulması bekleniyor. Açıklamanın, seçilen ismin özel kıyafetlerini giyerek halkın karşısına çıkmasından sonra yapılması planlanıyor.
Yeni papanın Fransız Kardinal Dominique Mamberti olduğu yönündeki beklentiler güç kazanırken, resmi açıklamanın öncesinde Vatikan’da heyecan dorukta.
Katolik Kilisesi tarihinde bugüne kadar 266 papa görev yaptı. Çoğunluğu İtalyan kökenli olan bu isimlerin ardından, 2013 yılında Arjantinli Jorge Mario Bergoglio’nun (Papa Franciscus) seçilmesiyle ilk kez Amerika kıtasından biri papa olmuştu.
ANTALYA-BHA
Akdeniz Üniversitesi Coğrafi İşaretler Uygulama ve Araştırma Merkezi (AciMER), Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) iş birliğiyle düzenlenen zirve, geniş bir katılımla İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, BM Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, ilçe Belediye Başkanları, Kaymakamlar, Oda Başkanları, il müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Zirvede, Antalya’nın tarladan sofraya uzanan zenginliğinin tescillenmesi için güç birliği mesajı verildi.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan Antalya Valisi Hulusi Şahin, coğrafi işaretler konusunda bugüne kadar yapılan çalışmaların değerli olduğunu ancak mevcut durumun yeterli olmadığını belirtti. Antalya’nın eşsiz coğrafyasında yetişen çok sayıda endemik ve yöresel ürünün bulunduğuna dikkat çeken Vali Şahin, “20 bin kilometrekarelik bu güzide coğrafyada sadece tarımsal ürünler yüzlerle ifade edilir. Kadim bir kültürümüz var. Bu kültürün yüzlerce yıllık serüveninden süzülerek gelen pek çok lezzetimiz, ürünümüz ve gıdamız var, yemeklerimiz var. Bunları da sayınca ortaya devasa bir potansiyel çıkıyor” diye konuştu.
Bu potansiyeli harekete geçirmek için Akdeniz Üniversitesi ve YÜciTA’nın rehberliğinde her kuruma coğrafi işaretler konusunda “ev ödevi” verileceğini açıklayan Vali Şahin, kaymakamlar, belediye başkanları ve oda başkanları gibi tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışacaklarını vurguladı. Vali Şahin, Akdeniz Üniversitesi bünyesinde kurulan Coğrafi İşaretler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin bu süreçte önemli bir kılavuzluk görevi üstleneceğini ifade ederek Rektör Özkan’ı tebrik etti.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise Antalya’nın Türkiye’nin örtü altı üretiminin yarısını karşıladığını ve hal işlem hacmi olarak Türkiye’de birinci sırada yer aldığını belirtti. Coğrafi işaretlerin sadece bir ürünün adı olmadığını, aynı zamanda üretildiği toprakların kültürünü, tarihini ve emeğini temsil eden değerli bir kimlik olduğunu vurgulayan Başkan Böcek, yerel yönetimler olarak bu kimliğin korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda önemli sorumlulukları olduğunu dile getirdi. Başkan Böcek, coğrafi işaretlerin kırsal kalkınma, yerel istihdam ve girişimcilik için büyük bir potansiyel taşıdığını ifade ederek, Antalya’nın zengin tarım ürünlerinin yanı sıra bu ürünlerin arkasındaki kültürel mirası da koruma çabalarını anlattı. Gazipaşa narından Finike portakalına kadar birçok ürünün coğrafi işaret sürecine destek verdiklerini ve üreticilere çeşitli destekler sağladıklarını kaydetti.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, coğrafi işaretli ürünler konusunda Antalya ve Türkiye’nin büyük bir zenginliğe sahip olduğunu vurgulayarak, bu alanda Türkiye’den daha zengin bir ülke olmadığını söyledi. Coğrafi işaretlerin kültür, benlik, geçmiş, bugün ve gelecek anlamına geldiğini belirten Rektör Özkan, aynı zamanda ekonomi ve emek demek olduğunu da ifade etti. Günümüzde kültürel erozyon yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, bu değerlere var güçleriyle sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Akdeniz Üniversitesi olarak bu alanda yaptıkları çalışmalara değinen Rektör Özkan, “Akdeniz Üniversitesi olarak, ben ilk rektör olduğum zaman Yavuz hocam yanıma geldi ve coğrafi işaretler merkezi kurulması için çalışmalar yaptık. YÖK’e merkez başvurusunda bulunduk. Akdeniz Üniversitesi Coğrafi İşaretler Uygulama ve Araştırma Merkezimiz 2024 yılı itibarıyla faaliyete geçti. Bu merkezimiz ile şu anda ‘Yelten Tarhanası’ ve ‘Side Narı’ için tescil başvuruları gerçekleştirildi. Bunun tescilini almaya çalışıyoruz” dedi. Coğrafi işaretli ürünler için öncelikle tarımın korunması gerektiğine dikkat çeken Rektör Özkan, toprak, hava ve suya sahip çıkmanın gelecek nesillere bırakılacak en önemli miras olduğunu vurguladı.
Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın coğrafi işaretler alanında öncü şehirlerden biri olduğunu belirterek, birçok ürünün hem yerelde hem de ulusal düzeyde tanınır hale geldiğini söyledi. Coğrafi işaretler konusuna uzun süredir önem verdiklerini ifade eden Çandır, bu değerlerin korunması, büyümesi ve ekonomiye katkı sağlaması için çalıştıklarını dile getirdi. Türkiye’deki tescilli coğrafi işaret sayısının arttığını ve AB nezdinde de önemli adımlar atıldığını belirten Çandır, hedeflerinin hem Türkiye’de hem de AB’de tescilli ürün sayısını artırmak olduğunu kaydetti.
Serik’te hastane bahçesinde oğul veren arılar güvenle taşındı
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ise turizmde gastronominin payının artması gerektiğine dikkat çekti. Dünya turizm hareketliliğinde gastronominin önemli bir yer tuttuğunu belirten Hacısüleyman, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini tam olarak kullanamadığını ifade etti. Coğrafi işaretli ürünlerin tanıtımının yapılarak, turistlerin ülkeye geldiklerinde bu ürünleri deneyimlemek istemelerinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
BM Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, coğrafi işaretli ürünlerin özellikle gıda güvenliğinin konuşulduğu dönemlerde çiftçiler için önemli bir katma değer sunduğunu belirtti. Türkiye’nin AB nezdinde tescilli coğrafi işaret sayısının 31’e ulaştığını ve Türkiye genelinde 2422 tescilli ürün bulunduğunu aktaran Selışık, bu sayının daha da artırılması gerektiğini vurguladı.
Açılış konuşmalarının ardından YÜciTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu tarafından verilen açılış konferansında, coğrafi işaretlerin dünya, Avrupa, Türkiye ve Antalya özelindeki güncel gelişmeleri değerlendirildi. Tekelioğlu, izlenmesi gereken yollar ve yapılması gerekenler konusunda bilgi paylaşımında bulundu. Zirve boyunca çeşitli oturumlarla coğrafi işaretler konusunun farklı boyutları ele alınacak ve katılımcılar arasında iş birliği imkanları değerlendirilecek. Açılışın ardından İİBF fuaye alanında Antalya’ya özgü yöresel ürünlerin tadımı gerçekleştirildi.
Ümit Özdağ hastaneye kaldırıldı!
ANKARA-BHA
Bazı sosyal medya hesaplarında yer alan “Valaris DS-9 sondaj gemisinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) adına Doğu Akdeniz’deki 5. parselde, Türkiye’ye ait kıta sahanlığında 105 gündür çalışma yaptığı” yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğu bildirildi.
Yetkili kaynaklardan edinilen bilgiye göre, bahse konu Valaris DS-9 sondaj gemisi hâlihazırda GKRY’nin sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) ilan ettiği 10. parselde faaliyet göstermekte olup, bu alanın Türkiye’nin deniz yetki alanlarıyla herhangi bir çakışması bulunmamaktadır. Geminin güncel koordinatlarının incelenmesiyle de 10. parselde bulunduğu net biçimde teyit edilmiştir.
Türkiye’nin 18 Mart 2020 tarihinde Birleşmiş Milletler’e bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarına atıf yapan Milli Savunma Bakanlığı, bu sınırlar içerisinde gerçekleşecek herhangi bir ihlalin sahada anında engelleneceğini daha önce açık bir şekilde ifade etmişti.
Tarım Bakanı Yumaklı: Zirai don sebebiyle stratejik ürünlerde sıkıntı yok
BİROL GÜNGÖRDÜ / ÇANAKKALE – BHA
Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Balıkesir’in Gönen ilçesinde üretilen Baldo Pirinci ve Erdek ilçesinde üretilen Kapıdağ Zeytinyağı coğrafi işaret tescili aldı.
AK Parti Balıkesir Milletvekili Ali Taylan Öztaylan, belirli bir coğrafi konuma ait olan ve belirli niteliklere sahip geleneksel yöntemlerle üretilen bu ürünler resmi olarak koruma altında olacağının müjdesini verdi.
Milletvekili Öztaylan, ” Belirli bir coğrafi konuma ait ürünlerde kullanılan bu marka, söz konusu ürünün belirli niteliklere sahip olduğunu, geleneksel yöntemlere göre üretildiğini ve bulunduğu yerin kökeninden dolayı üst seviye bir üne sahip olduğunu tescil ediyor.
Gönen’imizde üretilen Baldo Pirinci ve Erdek’imizde üretilen Kapıdağ Zeytinyağı bu kapsamda zengin bir altyapıya sahip iki önemli ürünümüz konumundadır. Halihazırda Gönen İğne Oyası ve Erdek Kırmızı Soğanı sonrasında bu iki güzide ürünümüz de coğrafi işaretleri almaya hak kazandılar.
Dünya nüfusunun artış eğiliminin devam etmesi, küresel ısınma nedeniyle yaşanan iklim değişikliği ve her daim hazır olmakla mükellef olduğumuz doğal afetlerden kaynaklı tarım ve gıda politikalarının önemi her geçen gün artmaktadır. İnsanımızın en temel ihtiyacı olan gıdada güçlü, sürdürülebilir ve risklere karşı daha dayanıklı bir üretim altyapısı kurmak ise şüphesiz ki hükümetlerimizin önceliği arasındadır.
Bu öncelik anlayışı ve gıdayı sosyal refahın yanı sıra bir milli güvenlik meselesi olarak gören anlayışımız kapsamında, bu coğrafi işaretlerin şehirlerimiz tarımsal üretim kapasitesine üst seviyede fayda sağlayacağına inanıyor, bu süreçte her daim yanımızda olan ve başvuruları gerçekleştiren Gönen Ziraat Odası Başkanı Kemal Arpacı ve Erdek Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüseyin Uz’a teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
ANKARA-BHA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da kentsel dönüşüm sürecini hızlandırmak ve daha etkin kararlar alınmasını sağlamak amacıyla ‘İstanbul Kentsel Dönüşüm Komisyonu’ kurulacağını açıkladı.
İstanbul Valiliğinde düzenlenen ve Bakan Kurum’un başkanlık ettiği Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı tamamlandı. Toplantıya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, İstanbul’un depreme hazırlık sürecinde kritik bir adım atıldığı vurgulandı.
MSB’den Pakistan-Hindistan gerilimi açıklaması: Tansiyonun düşürülmesi gerekiyor
Bakan Kurum, komisyonun işleyişine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Valimiz başkanlığında kurulacak bu komisyon, belediyelerden gelen talepleri hızlıca değerlendirip çözüm odaklı kararlar alacak. Komisyon, siyaset üstü bir yaklaşımla İstanbul’un dönüşümü için gereken her türlü iş ve işlemi yürütecek.” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, komisyonun hem merkezi idare hem de yerel yönetimlerin koordinasyon içinde çalışmasını sağlayacağı ve vatandaşların güvenli konutlara kavuşmasını hızlandıracağı belirtildi.